İYİ HEKİM OLMANIN PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
iyi doktor olmanın küçükusta

Hasta ile hekim arasında karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir ilişki olmadığı takdirde doğru teşhis konsa ve doğru ilaçlar yazılmış olsa bile bu işten ne hastanın ne de hekimin mutlu olması mümkündür.

Bir hekimin hastasını hangi şartlarda, nasıl karşılaması, nasıl konuşması, nasıl davranması ve nasıl muayene etmesi gerektiğini on maddede özetlemeye çalıştım.

BİR: Doktor hastasını temiz doktor gömleği veya ameliyathane kıyafeti ile görmelidir. Alttaki giyim kuşamı çalıştığı bölgeye uygun olmalıdır. Bodrum, Marmaris veya Çeşme tişörtlü, şortlu, parmak arası sandaletli doktora sıcak bakar ama Doğu ve Güney-Doğuda ne iklim ne de halk bu kıyafetlere izin vermez.

İKİ: Doktor bakımlı olmalıdır ama abartıya da kaçmamalıdır. Erkek hekimler her gün sakal tıraşı olmalı; saçları, favorileri ve bıyıkları dikkat çekmemelidir. Bizim millet kulakları küpeli, kolları dövmeli dizi oyuncularına bayılır ama böyle doktorun küpelisinden de dövmelisinden de hazzetmez.

Hanım hekimlerin de kılık ve kıyafetleri, saçları, makyajları, takıları makul olmalıdır. Çok kısa etek, derin göğüs dekoltesi, yürek hoplatmasa bile yırtmaç; çok kabarık, uzun ve boyalı olduğu çok belli olan saçlar; çok fazla makyaj; avize gibi küpeler, şangır şungur kolyeler, bilek dolusu bilezikler, takılar uygun değildir.

Erkek veya kadın doktorların parfüm kullanması da uygun değildir.

ÜÇ: Doktor kendisi sıkıntılı ve huzursuz olsa bile bunu hastasına belli etmemeli; duruşu ile davranışı ile hastasına güven vermeli, onu daha baştan rahatlatmalıdır. Her hastaya ortalama 15-20 dakika zaman ayrılmalıdır. Özel durumlarda bu sürenin çok daha uzun olması da gerekebilir.

DÖRT: Doktor hastasını daima güler yüzle “Günaydın”, “Hoş geldiniz”, “Geçmiş olsun” diyerek karşılamalıdır. El uzatan hastaların eli sıkılabilir veya başla da selâmlaşılabilir.

BEŞ: Hasta doktorun tam karşısına rahat bir koltuğa oturmalı ve göz temasında olmalıdır. Doktor hastasının elini tutabilir, çocuksa başını veya yanağını okşayabilir ama abartılı jest ve mimiklerden kesinlikle kaçınmalıdır.

ALTI: Özel durumlar dışında doktor hastası ile sessiz bir ortamda, baş başa ve göz göze görüşmeli, odada başka kimse bulunmamalıdır. Hemşire sadece muayene sırasında doktora yardım için orada bulunmalıdır. Muayene odasında radyo, televizyon bulunması, dışarıdan ses veya gürültü gelmesi doğru değildir.

YEDİ: Doktor hastası ile bir arada olduğu sürece sadece onunla ilgilenmeli başka bir şeyle uğraşmamalıdır. Sakız çiğnemek, çay-kahve içmek, tespih çekmek, telefonla konuşmak veya mesaj yazmak, görüşme odasına ikide birde birilerinin girip çıkması önlenmelidir.

SEKİZ: Anamnez almak, yani hasta ile konuşmak bir sanattır. Çok iyi bir anamnez ile daha hastayı muayene etmeden kesin teşhis bile konabilir.

Hastaya tüm derdini, şikâyetlerini ifade etme imkânı verilmeli, ara sorularla muğlâk kısımlar aydınlatılmalıdır. Doktor anlatılanlardan sıkıldığını belli etmemeli, hastasını ne olursa olsun asla terslememeli ve azarlamamalıdır. Gereksiz şeyler (askerlik hatırları, komşu kadının cazgırlığı…) anlatan hastalar uygun şekilde araya girilerek sadede getirilmelidir.

Hastaya özel davranılmalıdır: Kendi başlarına bırakılan bazı hastalar saatlerce konuşabilirler. Bazıları ise pek konuşmak istemez: “Sen doktor değil misin, ne derdim var sen bil bakalım” diye kestirip atarlar.

DOKUZ: Doktor hastasına ismi ile “Ali Bey” veya “Ayşe Hanım” şeklinde hitap etmelidir. Ablacım, ağabeycim, canım, ciğerim, cicim, tatlım, kuzum gibi çok samimi ifadelerden kaçınmalıdır.

Hastanın kültür durumuna ve yöresel özelliklere göre:

 “Selamün aleyküm”

 “Dobre doşli” (Boşnakça)

 “Çavay” (Kürtçe)

 “İnç beseg” (Ermenice) … gibi hastanın dilinden sözcükleri kullanmak hastaları mutlu eder.

Hatta sürekli olarak belli bir dili konuşan hastalarla karşılaşan bir doktorun hasta muayenesinde gerekli temel cümleleri ve bunlara verilebilecek muhtemel cevapları öğrenmesi de çok iyi olur.

ON: Hastalar örf ve adetlerine saygı gösterilerek kimsenin girmediği bir odada, mümkünse bir hemşire veya hasta bakıcının yardımıyla, hastaya sıkıntı vermeden ama tepeden tırnağa sabırla ve titizlikle muayene edilmelidir.

Gelelim neticeye

Bu satırları buraya kadar okuma sabrını gösteren birçok meslektaşımın yüzlerinde nasıl bir tebessüm belireceğini ve beni pek çok zaman olduğu gibi gene hayırla yâd edeceklerini çok iyi tahmin ediyorum.

Ama benim bir de küçük bir dip notum var; nihai yorumunuzu son cümlemi okuduktan sonra yapmanızı diliyorum.

Dip not:

Bu yazı, hastanede veya muayenehanesinde günde en fazla 25 hasta bakan; aldığı maaştan veya vizite ücretinden çok memnun olan; geçim derdi, gelecek endişesi, mecburi hizmet sıkıntısı olmayan; yaz tatilini bu sene hangi yabancı ülkede geçirsek diye hayaller kurabilen ve her ay sonu harcayamadığı parasını gayrimenkule mi, borsaya mı yoksa dövize mi yatırsam diye derin düşüncelere dalan hekimler için kaleme alınmıştır.

Yazı için 7 yorum yapılmış:

  1. Tuna Erinçler dedi ki:

    Sadece dip nota katılmıyorum. Hekim “tuzu kuru” olmasa bile diğer kurallara uymalıdır. Örneğin sokak kıyafetinin üzerine kirli bir beyaz gömlek (hatta berber önlüğü gibi kısa bir beyaz ceket) giyerek hastane içinde dolaşılmaz. Hekim beyaz gömlek ve pantalon (pijama değil), beyaz çorap ve ayakkabı giymelidir. Dr. Hanımlar da beyaz etek veya pantalon giymeli makyaj yapmamalıdır. Hastane içinde küpe, kolye v.s. süs eşyası ile dolaşılmaz. Almanyada sağlık personeline ilk öğretilen, hastaya bay veya bayan şeklinde ve ismi ile hitabedilmesidir. Geçende hekim olmayan bir arkadaşım anlatıyordu. Kendisine pacemaker takan hekim “amca be sen de bir deri bir kemiklsin” demiş. Bir hekim hastasına kesinlikle bu şekilde konuşmamalıdır.

  2. Ayten Yavaşca dedi ki:

    SAyın doktorum şu sıraladığınız notlar var ya aynen katılıyorum bilhassa özel hastanelerde doktor mu ne olduğu belli olmayan bazıları balıkçı bir kazak pantalonla hasta kabul ediyor üzerinde beyaz bir gömlek olmadığı gibi hasta şikayetlerini anlatırken doktorun gözü bilgisayarda ne yapıyorsa ne arıyorsa bilmiyoruz veya arkadaşına mail atıyor işte bende bunları çok yadırgıyorum.

  3. Dr. A. Bülent Yıldırım’ ın http://www.saglikaktuel.com‘ daki yorumu:
    KATILIRIM HOCAM
    Bu yazınızda tamamen doğru tespitler yapmışsınız hocam.Bütün maddeler ve dipnotunuza aynen katılır ve altına imzamı atarım.Sadece aile hekimliği eğitimimiz sırasında verilen bir bilgide ” hastanın tam karşısına oturmak hastada sorgulanıyor hissi doğmasına neden olduğu için hastayla doktor arasında 90 derecelik bir açı olacak şkilde oturulmalı ” diye bir ayrıntı dikkatimi çekmişti.Bana da doğru olarak görünmüştü…Saygılarımla…

  4. Ayser Özbakır’ ın http://www.haberx.com‘ daki yazısı:
    Bu özelliklere vakıf bir doktor adresi istemek geldi içimden. Bir çeşit şikayetle gidip, on çeşit şikayetle geri dönmemek için. Hipokrat yeminini niçin yaptığını unutan doktorlar içinde bir şeyler söylemek lazım…

  5. Dr. Fuat Zengin’ in http://www.haberx.com‘ daki yorumu:

    Yazınız bana ve bu ülkade yaşayan hekimlerin %90 ı için yazılmadığı aşikar.Ancak bir hekim olarak yazınızda vurguladığınız tavsiyelerin ötesini yapmaya çalışan binlerce hekimin olduğuna inanıyorum. Ancak Sağlıktan sorumulu tüm kurumlar şunu bilsin ki Hasta avcısı,Çakma aile hekimi, eli hastanın cebinden çekilmeli denen,her gün saldırıya uğrama ihtimali olan,aşağılanan ve para babası gibi gösterilip hastanın tepkisinin hedefi haline getirilen,vatandaşımın burnu kanasa hesabını sorarım diyen siyayetçi doktorların saldırıya uğrayan sağlık çalışanlarını vatandaş saymayacak kadar dışlayıcı ve suçlayıcı bakış açısı,hastaların sağlık çalışanlarını şikayet etme sayısıyla övünen bir anlayışa rağmen VİCDANIYLA,ötelerde yaptıklarıyla karşılaşacaklarına olan inançları ve İNSANA OLAN SEVGİLERİYLEDİR.Siz “insanı” bırakıp yeni yönetmelik genelge ve robotlaştırmaya devam edin…
    Tüm fedakar hekimleri saygıyla selamlıyorum.Kaleminize sağlık sayın Ahmet Rasim Hocam

  6. Yaşar Velidedeoğlu dedi ki:

    Her zamanki gibi çok doğru tesbitler yapmış olan sevgili Ahmet Rasim hocam,acaba bu güzel yazınızı tıp öğrencilerinin sıklıkla izlediği sitelere de gönderebilir misiniz ?

  7. kadriye kara dedi ki:

    mesleğini gereği gibi yapan hekimlere saygılarımı sunarak diyorum ki bu mesleği seçerken bir hastahanede görev alacaklarını hastalarının her eğitim düzeyinden olacağını çok yorulacaklarını hesaba katmıyorlarmı hastalarına tepeden bakıp bir daha gelirsen kötü olur hissi yaratan doktorlar hiçte az değil lütfen bu mesleği insanı sevmeyen önemsemeyen yapmasın gitsin başka iş yapsın özel muayenesine gidildiğinde aaaaaa ayşe hanımlarda gelmiş deyip hastaya lüzumundan fazla ilgi gösteren doktor devlet hastanesinde diğer hastaya böcek muamelesi yapmasın bu mesleği sadece para için yapılmaz özveri ister insana insan yaşamına saygı ister

Siz de yorumunuzu paylaşın: