TÜBİTAK’ TAN OBEZİTEYE KARŞI DİRENÇLİ NİŞASTA

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Sağlıklı yaşamanın, hastalıklardan uzak kalmanın olmazsa olmazı “adam gibi beslenmedir”.

Adam gibi beslenmede teknoloji ile geliştirilen “SAĞLIKLI GIDALARA” asla ihtiyaç yoktur.

Obeziteye dirençli nişasta” türü icatlar tıpkı “suni tatlandırıcılar” gibi tam aksine obeziteye zemin hazırladığı gibi tüm diğer kronik hastalıkları da artırmaktan başka bir işe yaramaz.

Bunun, “zayıflatan bisküvi” ve “diyabeti bitiren gazozdan” ne farkı var Allah aşkına?

Obeziteye dirençli nişastalar sebzelerde, meyvelerde, salatalarda, bakliyatta, kuru yemişte yeteri kadar vardır.

Önemli olan bunların sağlıklı ve kaliteli olanlarını, makul miktarda tüketmektir.

TÜBİTAK’ ın elini kolunu beslenmeden çekmesi ve tarım ve hayvansal ürünlerin kaliteli ve emniyetli üretimi ve tüketiciye ulaştırılması üzerine kafa yorması daha doğrudur.

Dünyayı doyurması gereken bir ülkenin neden tahıl, bakliyat, hayvan yemi ithal ettiğine kafa yorun.

Gıda endüstrisinin ekmeğine “dirençli nişasta” sürdüğünü düşündüğüm TÜBİTAK’ ı gerçekleri görmeye davet ediyorum.

Gölge etme başka ihsan istemem.

***

Milliyet’ in haberi:

Türkiye’de görülme sıklığı giderek artan obezite ve  diyabet hastalıklarını önlemek amacıyla TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM)  Gıda Enstitüsü tarafından tokluk hissi vererek yeme isteğini kontrol eden  “dirençli nişasta” geliştirildi.

TÜBİTAK MAM’dan yapılan yazılı açıklamada, kurumun Türkiye’de son yıllarda giderek yaygınlaşan obezite ve diyabet hastalıklarıyla mücadele kapsamında dirençli nişasta geliştirildiği bildirildi.

Geliştirilen ürünün ince bağırsakta sindirilemeyip, kalın bağırsakta fermente olabildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Ürün, sağlık etkileri bakımından diyet liflere benzemektedir. Prebiyotik olmasının yanı sıra bütirat ve diğer kısa zincirli yağ asitlerinin üretilmesini sağlamasına bağlı olarak bağırsak sağlığını olumlu yönde etkilemektedir” denildi.

Enerjisi normal nişastaya göre yüzde 50 daha düşük olan dirençli nişasta ile hazırlanan ürünlerin tokluk hissi vererek yeme isteğini kontrol ettiği ve kan şekerinin dengede tutulmasına da yardımcı olduğu vurgulanan açıklamada, “Uluslararası Diyabet Federasyonu verilerine göre, her iki diyabet hastası yetişkinden biri henüz hastalığının farkında değildir. Bunlara bağlı olarak, dirençli nişasta ürünlerinin sadece diyabet hastaları ve diyet yapan kişiler tarafından değil, tüm tüketiciler tarafından tüketilmesi önerilmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 23-25 Kasım tarihlerinde düzenlenecek 5. İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) Helal Expo 2017 Fuarı’nda, dirençli nişasta ile hazırlanacak ekmek ve diğer unlu mamullerin ziyaretçilere ikram edileceği belirtildi.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/tubitak-tan-obeziteye-karsi-gundem-2559654/

Yazı için 11 yorum yapılmış:

  1. Ahmet Keleş dedi ki:

    Hoca çok haklı.

  2. Nuri dedi ki:

    Bu gidişatta yemek yemeye gerek kalmayacak, hepimizi hapçı yapacaklar.

  3. MURAT KARAKOYUNLU dedi ki:

    Sayın Hocam,

    Bir kimsenin her anlamda bilgi sahibi olması mümkün değil. Bu, sizin içinde geçerlidir. Yazınızda en az 5 tane yanlış ifade bulunduğunu söylemeliyim. Buğdayın neden ithal edildiğinden tutun (DIR lütfen bakınız) Dirençli nişastaya kadar tüm konularda bilgi eksikliğiniz var. D.Nişasta hakkinda EFSA FDA gibi önemli kurumların değerlendirmelerini dilerseniz sizinle paylaşabilirim. Tubitak konusundaki üslubunuzu da size yakiştıramadığimı bilmenizi isterim. Saygılarımla

  4. Özcan dedi ki:

    Geçmişte tahıl ve bakliyat ihracatçısı olan bir ülkenin ithalatçı durumuna düşmesi mutlaka araştırılması gereken bir konudur.

    Yok dirençli nişasta yok bilmem ne, bunlar cambaza bak numarasıdır, gerçekleri gizleme çabasıdır.

    Sen doğru bildiklerini yaz Ahmet Hocam, bu millet senin arkandadır.

  5. Nusret dedi ki:

    Murat Bey çok iyi niyetli biri olmalı. FDA ve EFSA gibi kurumların kimin menfaatine çalıştığını bilse bu yazıyı yazmazdı. Hocanın FDA uzmanları, ilaç şirketlerinin adamı çıktı yazısını okumasını ve yazıdaki resme dikkatle bakması yeterlidir: http://ahmetrasimkucukusta.com/2016/10/02/yazilar/elestirel-yazilar/ilac-endustrisi/fda-uzmanlarinin-foyasi-ortaya-cikti/

  6. Nur dedi ki:

    Birilerinin bu yazıdan rahatsız olmaları gayet normal ama önemli değil. Bizler kim, kimin için ne diyor çooook ama çoook iyi biliyoruz.

  7. Murat Karakoyunlu dedi ki:

    Özcan bey

    Size dahilde işleme rejimi kavramını bir araştırmanızı öneririm. O zaman eminim bu sığ zihniyete yaptığınız çözümlemelerin ne denli cahilce olduğunu görebileceksiniz. Yaklaşık 20 milyon ton buğday üreten bir ülkenin buğday ithalatının nasıl bir mantığı olduğunu bilmem zihniniz algılar mı?

    Dirençli Nişasta ya gelince inanın o kadar zor ki anlamak istemeyene bir şey anlatmak. O sebeple kendimi yormayacağım. Ama size tavsiyem şu olur, okumak araştırmak iyi birşeydir. Siz de başarabilirsiniz

  8. Murat Karakoyunlu dedi ki:

    Nusret bey, EFSA yı begenmezsiniz FDA e burun kıvirırsıniz TUBITAK zaten gölge etmesin. Kusura bakmayın ama bugüne kadar gördüğüm bildiğim hiçbir alimi bu denli cesur görmedim. Ahmet Rasim hoca kıymetli bir bilim insanıdır. Hizmetleri bizi de gururlandırir ama belli ki bu konu aceleye gelmiş hoca açısından basma kalıp bir değerlendirme ile yorum yapmış inanıyorum ki gereken incelemeyi yaparsa bu denli ön yargılı olmayacaktır. Kaldı ki şuna tüm kalbimle eminim ki Ahmet hoca, hayatının hiçbir evresinde, onca değerli bilim insanını rencide edecek ekabirlikte bir üslubu, hele de TUBITAK için, bile isteye kullanacak kadar çiğ olmamiştır

  9. Murat Karakoyunlu dedi ki:

    Elbette ki kişilerin sağlıklı bir beslenme kültürü olmalı, elbette ki hareketli bir yaşam tarzı önemlidir. Bunu hiçbir aklı selim reddedemez. Ama bu bilimsel gelişmeleri reddetmeyi gerektirmez.

    Dirençli Nişasta Ahmet hocanın dediği gibi bir kısım besin ürünlerinde bulunur. Ama malesef yeterli miktarda değildir.

    Kaldı ki konu, beyaz ekmeğin ve unun zararlı etkilerini gidermeye yöneliktir.

    Dirençli Nişasta ince barsakta sindirilmeyen kalın barsakta fermente olan bir üründür ve bu yönüyle tamamen doğal yöntemlerle 2 yıllık bir emeğin ürünü olarak üretilmiştir. Bilgilerinize

  10. Yusuf Ziya dedi ki:

    Ahmet Rasim beyin birçok söylemini onaylamam, onu çok popülist ve hatta sakıncalı da bulurum fakat bu konuda söylediklerinin altına ben de imzamı atarım. Sağlıklı gıdalar yiyin diyor ve çok doğru söylüyor. Murat beyin beyaz ekmeğin ve unun zararlarına karşı önerdiği dirençli nişasta icat etmek yerine yapılması doğru olan tahılların sağlıklı hale getirilmesidir. Genetiği ile oynanmamış, işlenmemiş tahıllara dönmek varken bunu dirençli nişasta ile halletmeye kalkmak Kadıköy’ den Sirkeci’ye Kırım üzerinden geçmek gibi bir şey.

  11. Murat KARAKOYUNLU dedi ki:

    Yusuf bey,

    Aynı paragraf içerisinde kendinizle çelişmeyi nasıl başardınız bilmiyorum ama TUBİTAK’ın yaptığı şeyi sizden alıntıladığım bir cümle ile yanıtlayayım. dirençli nişasta “… yapılması doğru olan tahılların sağlıklı hale getirilmesidir.”

    Kadıköy’e Kırım’ üzerinden gitmekte D. Nişasta’nın ne olduğunu bilmeden konuşabiliyor olmak olsa gerek. Zira D.N. icat edilmiş birşey değil doğada zaten var olan ve “Ahmet hocanın da var bazı gıdalarda var olduğunu söylediği şeyi” farklı bir yöntemle elde edebilmekten ibarettir. Saygılarımla.

Siz de yorumunuzu paylaşın: