Kısa süreli uyku eksikliğinin bazı hastalarda depresyon belirtilerini azaltabileceği bildirildi. Uykusuzluğun vücut iç saatini yeniden ayarlayarak (“resetleme”) ve beyni yeniden yapılandırarak etkili olabileceği düşünülüyor. Uzmanlar, uyku azlığının depresyon tedavisinde yardımcı bir yöntem olarak kullanılabileceğini ileri sürüyorlar.

Astım ve KOAH tedavisinde kullanılan nefes açıcı ilaçların (beta-agonistler) Parkinson’ da rolü olan genleri baskılayabilecekleri ve bu hastalığı önleyebilecekleri bildirildi ama kimse umutlanmasın. Bu araştırmadan bir ilaç çıkmaz. Ventolin’ i allem eder kallem eder kenarına köşesine bir molekül ekler ve çok yüksek fiyatla yeni bir ilaçmış gibi piyasaya verirler.

Kısa uyuyan ve uykuları bölünenlerin ruh hallerinde bozulmalar olduğu, sık uyananlarda vücudun dinlenmesini ve yenilenmesini sağlayan yavaş dalgalı uykunun kısa süreli uyuyanlara nazaran daha az olduğu görüldü. Yüce Allah’ ın sadece “Yürü” değil “Uyu ya kulum” dediğine de inanıyorum. Yeter ki ayakta uyumayalım.

Bebeklerini 15 ay emziren annelerin MS riskinin %53 az olduğu bildirildi. Modern kadın, hastanede ve çoğu zaman sezaryenle doğum yapıyor, bu yüzden sütü geç geliyor ve yeterli olmuyor. Kronik enflamatuar hastalıkların tümünün de hayat tarzındaki yanlış ve kusurlardan kaynaklandığını bu vesile ile bir kere daha hatırlatalım.

Düzenli egzersiz, kan basıncı kontrolü ve zihin egzersizlerinin Alzheimer Hastalığını önlemede en etkili yöntemler olduğu, ilaç, ginko biloba ve E vitamininin hiçbir faydası olmadığı bildirildi. Aklın yolu birdir. Sağlık yaşamak için ilaca, tıbba gerek yok, bütün mesele adam gibi yaşamakta!