1) Cem Terzi, Erkin Başer ve Emel Yuvayapan tarafından kaleme alınmış “Kapitalizmin Kıskacında Doğa, Toplum ve Bilim” isimli kitapta yer alan ve Terzi’nin imzasını taşıyan “Bilimi kim nasıl ve neden çarpıtıyor?” başlıklı yazıdan, bazıları birkaç cümleden bazılarıysa birkaç paragraftan oluşan kısımlara Kara Kutu’nun 25 sayfasında (111, 112, 182, 183, 256, 257, 362, 363, 364, 365, 397, 429, 447, 450, 452, 453, 456, 457, 458, 459, 460, 461, 462, 465, 466) rastlanıyor. Cem Terzi’nin ismi kitabın herhangi bir yerinde geçmiyor. Bu sırada bahsi geçen kitabı kaynakçada görmek de mümkün değil.
Terzi’den yapılan intihaller bununla da sınırlı değil. Kendisinin “Hekimler geçerli ve güvenilir bilgi için tıbbi literatüre güvenemezler” başlıklı yazısından bölümlere, kitapta dokuz sayfada (386, 387, 448, 449, 452, 453, 455, 458, 459) rastlanıyor.
2) toplumcutip.blogspot.com adresinde yayımlanmış farklı yazılardan alınmış birbirinden farklı parçalar, kitapta 10 ayrı sayfada (18, 46, 53, 97, 99, 106, 110, 111, 140, 266) bazıları bir iki cümleden bazılarıysa bir paragraftan ibaret birebir alıntılarla karşımıza çıkıyor.
İlgili blogun Mehmet Akif Akalın tarafından hazırlandığını görüyoruz. Kitapta Akalın’ın ismi herhangi bir yerde geçmiyor, ancak kaynakçada yazara ait “Toplumcu Tıp-Sovyetler Birliği Deneyimi” ve “Sağlığa ve Hastalığa Toplumcu Bakış” kitaplarının yanı sıra, toplumcutip.blogspot.com’u da görmek mümkün. Kitabı okuyanlar, kitap boyunca herhangi bir referans verilmediğinden, kopyala-yapıştır yapılan kısımların Akalın’a ait olduğunu anlayamıyor.
Mehmet Akif Akalın’ın yazokumalari.blogspot.com adresinde yayımlanmış “Tıbbi teknolojinin politik ekonomisi” yazısından kısımlara da kitabın dokuz ayrı sayfasında (393, 394, 398, 399, 401, 408, 409, 412, 488)rastlanıyor. Belirtilen internet sayfası kaynakçada yer almıyor olsa da, yazının Akalın’ın yazdığı kitaplardan birinden olma olasılığı bulunuyor. Ancak Yalçın böyle bir şeyi belirtmediği gibi, bu sözlerin Akalın’a ait olduğunu da ifade etmiyor.
3) ilacvurgunu.blogspot.com adresinde paylaşılan farklı yazılardan irili ufaklı kısımlara Kara Kutu’nun dokuz ayrı sayfasında (360, 512, 513, 515, 516, 517, 518, 519, 528) rastlanıyor. Bu internet sitesi kitabın kaynakçasında yok. Sitedeki yazılarsa farklı kaynaklardan derlenmiş ve farklı yazarlara sahip. Sayfada yer alan ve Kara Kutu’ya doğrudan aktarılmış bir örnek şu şekilde:
Görsellerde yer verilen bu kısım internet sitesinde belirtildiğine göre Aralık 2003’te yayımlanan Aksiyon dergisinin 472. sayısında Birol Uzunay tarafından kaleme alınmış. Aksiyon dergisi artık yayımlanmadığından, bunu net bir biçimde teyit edemiyoruz. Öte yandan Kara Kutu’nun herhangi bir yerinde Aksiyon dergisi veya Uzunay’ın ismi geçmiyor.
Kitabın 513 ila 518. sayfaları arası gözden geçirildiğinde, Uzunay’a ait olduğu belirtilen yazıyla Yalçın’ın aktardığı kısımlar arasında başka benzerlikler de göze çarpıyor. Misal, orijinal metnin yayımlandığı belirtilen 2003 yılında Türk lirasından altı sıfır atılmadığından, Uzunay “katrilyonlu” bir değer kullanmış. Bu değer, Kara Kutu’nun 516. sayfasının sonunda da olduğu gibi duruyor.
4) Ali Üçer’in kendi internet sitesinde Aralık 2013’te yayımladığı “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK Yerli İlaç İçin Neden Bu Kadar Geç Kaldı?” başlıklı yazıdan kısımlara kitabın beş sayfasında (485, 486, 487, 492, 493) rastlanıyor. Özellikle 486. ve 487. sayfaların birebir bu yazıdan alıntılarla derlendiği anlaşılıyor. Ancak Üçer’in ismi herhangi bir yerde belirtilmediği gibi, siteye kaynakçada rastlamak da mümkün değil.
5) Aralık 2010’da Milliyet Dış Haberler Biriminden Mithat Yurdakul’un hazırladığı “İlaç deneyleri için Türk kobaylar” başlıklı haberden bölümlere kitabın 322, 531, 532, 533 ve 534. sayfalarında rastlanıyor. Kitabın herhangi bir yerinde Yurdakul’un ismi geçmiyor ve Milliyet gazetesi de kaynakçada yok.
6) Memurlar.net’te kaynak olarak Aksiyon dergisinin belirtildiği “Savcı ve Emniyet Müdürü azlettiren soruşturma” başlıklı yazıdan kesitlere Kara Kutu’nun dokuz sayfasında (512, 513, 514, 515, 517, 518, 519, 520, 521) rastlanıyor. İlgili yazının kim tarafından yazıldığını tespit edemesek de, yazının Ocak 2007’de yayınlandığı görülebiliyor. Yalçın’ın Aksiyon dergisiyle ne o dönem ne de öncesinde bir bağı vardı; yazının ona ait olamayacağı söylenebilir.
7) Barış Tarımcıoğlu’nun haricihaber.com’da yayımlanan “Aşılar ve bebek ölümleri arasındaki bağlantı” başlıklı metnin önemli bir kısmı Kara Kutu’nun 279. sayfasına doğrudan taşınmış. Ne Tarımcıoğlu ismi kitapta geçiyor ne de haricihaber.com kaynakçada yer alıyor.
8) Nurşen Mazıcı’nın “Öncesi ve Sonrasıyla 1933 Üniversite Reformu” başlıklı Birikim dergisinde yayımlanan yazısından bölümler, toplam üç sayfada (83, 84, 85) görünüyor. Ne Mazıcı’nın ismi kitabın herhangi bir yerinde geçmiş ne de Birikim dergisine kaynakçada yer ayrılmış.
Ana kaynak: https://www.medikritik.com/haberler/soner-yalcinin-kara-kutusundaki-30-intihal/
TEYİD!…
Teyit.org diye bir site varmış, 2016’da kurulmuş ve ‘bilgi kirliliğinden arındırmayı’ amaç ediniyormuş (1). Bu bilgiyi de yine muhtemelen aynı görüşe ve maksada sahip bir siteden edindim.
İsmi doğrulamak (İngilizcesi confirm) anlamına geliyor, Osmanlıca bir kelime ama rum Türkçesi ile d yerine t kullanılarak yazılmış, muhtemelen aslını inkâr etmiyor.
Bu muhteremler, Soner Yalçın’ın bestseller’ı ‘Kara Kutu’ kitabını incelemişler ve 30 veya daha fazla intihal (plagiarism: aşırma (2)) bulmuşlar (3). Yani demek istiyorlar ki, bu kitap ve dolayısı ile muhteviyatı, iddiaları güvenilmezdir, boşverin….Yani ‘tezyif’ etmeye çalışmışlar.
Vikipedi’ye göre ‘Bırakılan cisim yere düşer’ gibi önerme cümlelerine kaynak iktibas etmeye lüzum yokdur. Soner Bey kendisini elbette fakirden daha iyi savunacaktır, hatasını bir sonraki baskıda düzeltecekdir ama, efkâr-ı umumînin dikkatini çekmek istediğim husus şudur;
Muhkem muhteviyatın geçerliliğini ve doruluğunu örtbas edemiyorsanız, indirek metodlar ile tezyif ederek düzenin ve bu düzenden elde edilen hasılanın devamını temin edebilirsiniz.
Kitabın temel verilerini çürütebiliyorsanız o zaman sizi ‘te’min’ edebilirim.
Ömer Seyfeddin’in başlatdığı, Nurullah Ataç ve benzerlerinin (4) sekülarize etmeye çalışdığı lisanımızın düşdüğü hale bakınız, şu basit yazımızı bile bihakkın anlayacak kaç kişi çıkacak bakalım…
(1) https://eksisozluk.com/teyitorg–5292793
(2) https://tr.wikipedia.org/wiki/İntihal
(3) http://ahmetrasimkucukusta.com/2020/03/16/hakkimda/soner-yalcinin-kara-kutusundaki-30-intihal/
(4) http://www.gercekhayat.com.tr/yazarlar/bugunku-turkcenin-banisi-omer-seyfettin/
yani emek hırsızlığı yani çalıntı öyle mi