KOVİD AŞILARININ DAHA ETKİLİ OLABİLMESİ İÇİN İYİ UYKU ŞART

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

ARK “Kimse mutasyonlardan ve aşıların etkinliğinden endişe etmesin. Tüm dünya derin narkoz altında olduğuna ve bilim de “derin uykunun” aşıların antikor cevabını ve hücresel bağışıklığı artırdığını gösterdiğine göre, mesele yok.” 

ARK “UYKU antikor yapımını artırıyor, lenfositleri güçlendiriyor, Kovid aşılarını daha etkili kılıyor. Bilim dünyasının bizi ” 2 senedir uyutmasının” bundan daha haklı gerekçesi olamaz. Derin narkoz verseler de bir şey diyecek halimiz yok! Dandini dandini dastanaaa..

***

İndependent Türkçe‘ deki yazım:

Bir pandeminin, yani dünya çapında salgının sonlanabilmesi iki şekilde mümkün olabilir.

Ya toplumun en az yüzde 70’inin enfeksiyon geçirerek veya aşılanarak toplum bağışıklığının (buna sürü bağışıklığı denmesi yanlıştır, sürü hayvanlar için kullanılan bir tabirdir) sağlanması ya da mutasyonlar sonucu virüsün bulaşma ve hastalık yapma kudretinin azalması veya bitmesi.

Hastalık geçirenlerin sayısı her gün artmakla beraber nüfusu çok az bazı yerler dışında bugün için genel bir toplum bağışıklığından bahsetmek mümkün değil.

Virüsün geçirdiği binlerce mutasyona rağmen henüz bulaşıcılığı ve hastalık yapıcı etkisi de azalmadı.

Koronavirüse karşı hazırlanan aşılar da birkaç aydır uygulanmaya başladı ama bir taraftan yeterli miktarda aşı olmaması, bir taraftan binlerce mutasyona uğrayan virüslere karşı aşıların kifâyetsiz kalması toplum bağışıklığının sağlanmasını da imkânsız kılıyor.

Henüz tek bir doz aşıya bile ulaşamayan ülkeler yanında ihtiyaçlarının birkaç misli aşı anlaşması yapan ülkeler de var ama ne yazık ki ortada yeteri kadar aşı yok. 

Bu durumda aşılar toplum bağışıklığını sağlamaktan ziyade esas olarak aşı olanlara şahsi korunma sağlamada işe yarıyor.

Bizde yapılmakta olan Çin’den getirilen CoronaVac isimli inaktif aşılar virüsün tamamını, yani tüm antijenlerini ihtiva ettiği için başka metotlarla (mRNA, vektör, protein aşıları gibi) üretilen aşılara göre mutant virüslere karşı da etkili olabilirler.

Aşıların daha etkili olması için yeterli ve kaliteli uyku çok önemli

Aşı yapılan günün gecesi iyi uyumanın ve aşının sabah saatlerinde yapılmasının aşıların etkinliklerini artırabileceğini gösteren çok sayıda çalışma var.

Uyku sırasında bağışıklık sistemi hücreleri tarafından sitokin adı verilen proteinler salgılanır, bunların bazıları uykuyu teşvik eder.

Vücut uyku sırasında hücresel seviyede onarım ve restorasyon yapar. 

Uyku eksikliğinde bu koruyucu sitokinlerin üretimi, antikor ve bağışıklık hücre cevapları yanında gece uykusu sırasında yani karanlıkta sentez edilen ve koronavirüsten korunmada çok önemli olduğu anlaşılan, hatta tedavi amacıyla da kullanılan melatonin isimli hormon da azalır.

İdeal uyku süresi erişkinler için gece 7-8 saat, gençler için 7-9 saat, çocuklar için 10 saat veya fazladır. Uykunun fazlası da sağlıklı değildir.

Bizde kaylûle, şekerleme, siesta gibi isimlerle bilinen kısa süreli gündüz uykularının da bağışıklık ve vücut savunmasına müspet tesirleri vardır.

Uykusuz olanlarda soğuk algınlığı 3 misli fazla görülür. 5 saat veya daha az uyuyanlarda pnömoni riski de yüzde 70 yüksektir.

Pek çok araştırma uykunun aşıların etkinliğini artırdığını gösteriyor

Bir araştırmada, grip aşısı yapıldıktan 10 gün sonra IgG sınıfı antikor seviyeleri birbiri ardına 4 gece sadece 4 saat uyumalarına müsaade edilenlerde bu tür uyku eksiklikleri olmayan bireylerde ölçülenlerin yarısından daha az bulunmuştur.

Uyku süresi ile hepatit B aşısına antikor cevabı azalması arasında da benzer bir münasebet olduğu tespit edilmiştir.

Uyku sadece antikor cevabını değil hücresel bağışıklığı da etkileyebilir.

Uyanıklıkla karşılaştırıldığında, hepatit A’ya karşı aşılamanın ardından gece uykusunun, bağışıklık cevabında önemli rolü olan virüse özgü yardımcı T hücrelerinin nispi oranını ikiye katladığı gösterilmiştir.

İlk aşılamadan sonraki gece uyuyan kişilerde, 0-8. haftalarda interferon-gama-pozitif bağışıklık hücrelerde artış, o gece uyanık kalanlara göre önemli ölçüde daha belirgin bulunmuştur.

IFN-gama, virüs çoğalmasını doğrudan baskılar ve virüsleri ortadan kaldırmayı sağlayan immün tepkileri aktive eder.

2009 H1N1 influenza virüsüne karşı aşılamadan sonra gece uykusuzluğun erkeklerde H1N1′ e özgü antikorların erken faz üretimini azalttığı ancak kadınlarda azaltmadığı gösterilmiştir.

Gece uykusunun,  interlökin-12 üreten monositlerin sayısını artırdığı ve aynı zamanda interlökin-10 üreten monositlerin sayısını azalttığı tespit edilmiştir. 

Hepatit A’ya karşı aşılamadan sonraki gece uyumayan sağlıklı genç yetişkinlerde bireylerin küçük bir alt örneği 20. haftada klinik olarak önemli antikor düzeyine ulaşamadığı bildirilmiştir.

Çoğu sağlıklı insan için, aşılamadan sonraki gece uyku kaybı, aşının etkinliği açısından önemsiz bir endişe kaynağı olabilirse de bağışıklığı baskılanmış olan kişilerde aşıdan sonraki gece uyku süresinin uzatılması aşılara cevabı artırabilir.

Bağışıklık sisteminin sirkadiyen ritminden dolayı aşının yapıldığı zaman da önemli olabilir.

Mesela hepatit A ve grip aşılarının erkelere öğleden sonra yerine sabah yapılması 4 hafta sonraki antikor seviyesini 2 misli artırmıştır.

Gelelim neticeye

Mutasyon gösteren varyantların tüm dünyaya yayıldığı ve aşıların bunlara karşı yeteri kadar etkili olamadıkları da dikkate alındığında KOVİD aşılarının bilhassa bağışıklığı baskılanmış kişilere sabah yapılması ve aşılananların o gece iyi uyumalarının sağlanması daha yüksek antikor seviyeleri sağlayabilir, aşıların koruyuculuğu artabilir.

Kaynak: KOVİD aşılarının daha etkili olabilmesi için iyi uyku şart | Independent Türkçe (indyturk.com)

***

EK 1 (13.10.2021): Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karadağ, uykunun bağışıklık sistemi üzerindeki etkisine ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, uykuyu “vücutla sağlık arasındaki altın zincir” olarak tanımladı. Bu zincir koptuğunda ve uyku alınmadığında bedenin sağlıklı yaşayamadığını söyleyen Karadağ, uykunun multidisipliner bir durum olduğunu ifade etti. Sağlıklı uyku için belirli özellikler bulunduğuna işaret eden Karadağ, 6 saatten az ya da 9 saatten fazla uyunmaması gerektiğini, uyku için karanlık, ısı ve ses açısından uygun bir ortamın sağlanmasının önemli olduğunu anlattı. Karadağ, sağlıklı uyumayanların sosyal ve günlük yaşantılarının da değiştiğini kaydetti. Uykuda solunum bozuklukları arasında horlamanın yaygın görüldüğünü belirten Karadağ, bu durumun erkeklerde, belirli bir yaştan sonra daha fazla gözlendiğini dile getirdi.

Horlayan kişilerin “Rahat nefes alamıyorum.” mesajı verdiğini aktaran Karadağ, “Horlayan insanların bir kısmında da gece yarısı o nefes duruyor. Aldığımız her nefes aslında kanımızı temizler. Yani kanımıza yeterli oksijenin sağlanmasını, bu oksijenle beynimizden ayağımızın parmak ucuna kadar sağlıklı yaşamamızı sağlar. Oksijeni alamazsak bundan beynimiz, akciğerimiz, kalbimiz, böbreklerimiz, tüm vücudumuz etkilenir. Bu diğer hastalıklarla çok iç içedir.” bilgisini verdi. Prof. Dr. Mehmet Karadağ, uykuda solunum bozukluğu ve uyku apnesi olan kişilerin sabah baş ağrısıyla uyandığını, konsantrasyon bozukluğu yaşadığını, sosyal yaşamda da birçok problemle karşılaştığını anlattı.

Uyku apnesi olan kişiler Kovid-19’u daha ağır geçiriyor

Salgın döneminde Kovid-19 tanılı hastalara test yaparak uyku apnesi açısından riskleri olup olmadığını gözlemlediklerini aktaran Karadağ, şöyle devam etti: “Bu riski belirleyen stop-bang dediğimiz anket var. Kişi horluyor mu? Gündüz aşırı uyku hali var mı? Gece uyurken nefesinin durduğuna tanık bir kişi var mı? Hipertansiyonu var mı? Boyu, kilosu, vücut kitle endeksi… Obezitesi var mı? 50 yaşın üstünde mi? Erkek mi? Bu 8 soruya bakıyoruz. Bunlar 4-5’ten fazlaysa ‘Uyku apne riski vardır.’ deyip uyku testi yapıyoruz. Bu anket çalışmalarıyla erişkinlerin yaklaşık yüzde 35’inde uyku apnesi riski tespit ediliyor. Biz yatan hastalarımızda bu testi yaptık. Bursa’da birkaç merkez toplandık. Kovid-19 nedeniyle yatan hastaların riski ne kadarmış diye. Onlarda toplumdan çok daha yüksek çıktık. Yüzde 45 civarında çıktı. O zaman uyku apnesi ya da uyku sorunu olan kişiler daha mı kolay Kovid oluyorlar? Kovid’i daha mı ağır geçiriyorlar? Buna baktığımız zaman, evet.”

Uykunun aslında basit bir dinlenme dönemi değil restorasyon dönemi olduğunu belirten Karadağ, gün boyu yorulan, stres yaşayan insanların uyuduklarında sadece kaslarının değil, beyin ve vücutlarının da dinlendiğini, uyku esnasında tüm vücut hücrelerinin beslendiğini, olgunlaştığını, dinlendiğini ifade etti.

Karadağ, “Aşı yapılan kişilerde lenfositlerin antikor ürettiğini biliyoruz. Kişilerin antikoru ne kadar yüksekse hastalığa karşı korunması da o kadar fazla. Sağlıklı uykunun lenfositin gelişmesinde ve antikor oluşmasında doğrudan etkili olduğunu gördük. Yapmış olduğumuz çalışmada da bunu gösterdik. Sağlıklı bir uyku, insanların antikor gelişiminde, lenfosit gelişiminde etkili oluyor. Bu da insanların vücut direncini artırıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Aşı olduğu halde hastalanan kişilerin ortak özellikleri vücut dirençlerinin düşük olması”

Salgında vücut direnci yüksek kişilerin Kovid-19’u daha hafif, düşük olanların daha ağır geçirdiklerinin, yoğun bakımda daha fazla tedavi gördüklerinin ve vefat ettiklerinin gözlemlendiğini ifade eden Karadağ, şunları kaydetti:

“Aşılı insanların arasında bile hastalanan olunca bakıyoruz, evet aşı olmuş ama vücut direnci düşük, ek bir hastalığı var, kortizon ya da başka bir şey kullanıyor. Aşı olduğu halde hastalanan, ölen kişilerin ortak özellikleri vücut dirençlerinin düşük olması. Vücut direncini artıran ideal olay sağlıklı uyku. Sağlıklı uykunun ne kadar önemli olduğunu tüm toplumun, hekimlerin yeniden farkındalık oluşturarak anlamaları gerekiyor. Sağlıklı uykuyu sağlayabilmek için tüm engelleri kaldırmamız lazım. Her yer açılırken, okullar, alışveriş yerleri açılırken tüm meslektaşlarımıza ‘Uyku laboratuvarlarınızı açın.’ diyoruz. Bunlar için belirli standartları ülkemizde paylaştık. Uyku laboratuvarına alacağımız her hastaya önce PCR testi yapıyoruz. Negatifse, o kişinin uyku testini yapabiliyoruz. Yaptığımız uyku testlerinden sonra tedavilerine başlanması o kişilerin hem vücut hem hastalığa karşı dirençlerini artırıyor. Sağlıklı yaşamasını sağlıyor.”

Prof. Dr. Mehmet Karadağ, sağlıklı yaşayabilmek, vücut direncini artırabilmek için en büyük silahın sağlıklı uyku olduğunu, insanların sağlıklı uyuyup, beslendiklerinde vücut dirençlerinin otomatik artacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-saglikli-uykunun-lenfosit-gelisimi-ve-antikor-olusumunda-dogrudan-etkili-oldugu-tespit-edildi-11-681-97624.html

***

EK 2 (5.6.2022): Bağışıklık sisteminin de iç saati (sirkadiyen ritim) var: Kovid aşısının sabahları yapılması öğleden sonra veya akşam yapılmasına göre daha iyi bir antikor ve hücresel bağışıklık tepkisi sağlıyor.

Kaynak: https://www.science.org/doi/10.1126/sciimmunol.abm2465

Makale adı: The circadian immune system

Resim

***

EK 3 (13.3.2023):

  • Insufficient sleep (<6 hours/night) around vaccination reduces the antibody response
  • The reduction is similar to the waning of COVID-19 vaccine antibodies over 2 months
  • The association seems robust in men, but more data are needed in women
  • Optimizing sleep duration around the time of vaccination may boost antibody response

Kaynak: https://www.cell.com/current-biology/fulltext/S0960-9822(23)00156-2

Makale: A meta-analysis of the associations between insufficient sleep duration and antibody response to vaccination

***

EK 4 (20.8.2023): Kovid aşısının sonraki dozları aynı kola yapılırsa etkisi daha fazla oluyormuş.

Kaynak: https://www.thelancet.com/journals/ebiom/article/PIIS2352-3964(23)00308-0/fulltext

***

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Cesim dedi ki:

    Dünya derin narkoz altında. Bu yeter!!

  2. Mustafa dedi ki:

    Almanya Liyakat Nişanı’nı almak üzere Berlin’de bulunan BioNTech kurucuları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, önceki gün Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın’ı ziyaret etmişti.

    Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, ziyarete ilişkin olarak Twitter’dan yaptığı paylaşımda, Şahin ve Türeci’nin Kovid 19’a karşı verdiği tavsiyeleri yazdı.

    İşte o tavsiyeler:

    1. Sağlıklı beslenme (Akdeniz mutfağı)
    2. Düzenli spor ve hareket
    3. Probiyotik tüketimi
    4. C ve D vitamini takviyesi
    5. Tabii ki asgari temas, maske ve hijyen kurallarına uyum

    Bu listeye 6. olarak Gargara, 7. olarak da kelle paçayı eklersek ben bu tavsiyeleri bi yerden hatırlıyorum. Nereden acaba?

    Prof.Canan Karatay, Prof.Ahmet Rasim Küçükusta bir senedir bunları dile getirdiler ama kimse duymadı.

    https://twitter.com/alikemalaydin12

    https://www.sabah.com.tr/saglik/2021/03/21/asiyi-gelistiren-bilim-insanlarindan-tavsiye-5-pratik-tavsiye

Siz de yorumunuzu paylaşın: