AŞILAMA VE ENFEKSİYON GEÇİREREK KAZANILAN BAĞIŞIKLIĞIN FARKLARI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Enfeksiyon geçirmek de aşı olmak da bağışıklık sisteminin o mikroorganizmayı (virüs, bakteri, mantar, parazit… her neyse) tanımasını ve ona karşı cevap oluşturmasını sağlar.

Her iki bağışıklık arasında çok önemli farklılıklar vardır.

İndiana Üniversitesi mikrobiyoloji ve immunoloji bölümünden Steve Templeton’ un “Infection vs. Vaccination Acquired Immunity” başlıklı makale bunu grip ve Kovid örneğinde inceliyor.

BİR: Virüsün vücuda giriş yeri üst solunum yollarıdır. Bu, birçok hava yolu ve mukozaya özgü bağışıklık tepkisinin aktivasyonu ile sonuçlanır (yerel bağışıklık).

Aşılamada antijen omuz kası içine verilir, solunum yolları bağışıklığı gelişmez.

İKİ: Viral antijen enfeksiyondan sonra kalıcı olabilir, ancak aşılamadan sonra kalıcı olma ihtimali daha düşüktür.

Semptomlar düzeldikten ve canlı virüs temizlendikten sonra bile, akciğerler, uzun süreler boyunca sürekli olarak bağışıklık gelişimini uyaran grip proteinleri ve nükleik asitleri barındırır.

İnaktive edilmiş virüsün hızlı ve verimli bir şekilde temizlenen bir bağışıklık tepkisini uyardığı aşı enjeksiyonunda bunlar olmaz.

ÜÇ: Çoğu Kovid aşısı yalnızca spike proteinine ​​karşı bağışıklığı uyarır.

Buna karşılık enfeksiyon geçirildiğinde virüsün spike proteinleri dışındaki tüm proteinlerine karşı da bağışıklık tepkileri oluşur.

DÖRT: Daha fazla viral replikasyon, hücrelerin içinde ve dışında daha güçlü bağışıklık tepkilerini uyaran daha fazla parçacık üretir.

Gelelim neticeye

Hem aşı bağışıklığı hem de enfeksiyon, ciddi hastalıklara karşı koruma sağlar, ancak enfeksiyondan sonra gelişen bağışıklığın kapsamı daha geniştir, genellikle daha dayanıklıdır ve akciğerin yeniden enfeksiyonuna daha spesifiktir.

Enfeksiyondan elde edilen daha güçlü bağışıklık, özellikle yaşlı insanlarda ve komorbiditesi olanlarda, artan ciddi hastalık riski ve uzun vadeli etkilerin daha yüksek ensidansı ile birlikte gelir.

Muhtemelen enfeksiyona karşı gelişen uzun süreli koruyucu bağışıklığı gösteren verilerin aşı tereddüdünü artıracağı korkusundan dolayı belirgin olumsuzluklara rağmen, “tabii” bağışıklığın aşılamaya göre daha düşük olduğu konusunda yanlış bilgi devam ediyor.

Ancak pandemi, politikacıların, bilim adamlarının ve halk sağlığı yetkililerinin kabul etmek istememesine rağmen, yalnızca aşılamayla değil, aşı ve enfeksiyonla elde edilen bağışıklığın bir kombinasyonu sayesinde sona erecek.

NOT: Duygu ve düşüncelerime tercüman olan Steven Bey’ e sonsuz teşekkürlerimle… Adamı tanımıyorum ama onunla kafa dengi olduğumuza eminim.

Kaynak: https://stemplet74.substack.com/p/infection-vs-vaccination-acquired

How were mRNA vaccines developed for COVID-19? - Health Feedback

***

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. CANAN KARATAY dedi ki:

    RNA virüslerine (bir çok CORONA virüsleri üzerinde çalışılıyor güya) ve DNA virüslerine (450 adet rinovirüsleri) karşı, 150 seneden beri aşı geliştirelememiştir!

    Uygulamak istenen gen tedavisidir, onun da henüz bir yararı gösterilmemiştie. 25-30 seneden beri, kanser, romatizmal artrit vs. hastalıklarda uygulandı.

    Corona aşılarında gelişen, miyokardit, perikardit, oto-immün hastalıkların alevlenmesi, trombozlar görüldü!!!

    Kanser tedavisinde bu nedenle durduruldu.

    RA tedavisinde devam ediliyor, kalp yetersizliği oluştuğu halde.

  2. Canan Karatay dedi ki:

    aşı GERÇEK BİR aşı OLMADIĞI İÇİN, aşı DİYE İNSANLARI KORKUTUP KANDIRMAK, YÜZ YILIMIZIN EN BÜYÜK YALANIDIR!

    uygulanmakta olan ise GEN TEDAVİDİR.

    Sars Cov2 spike proteini vücuda enjekte edilmektedir, bir çok zararlı yapay kimyasal, organik maddelerle birlikte.

Siz de yorumunuzu paylaşın: