Vitaminlerin, minerallerin, balık yağının devri çoktan geçti gitti. Son senelerin modası “süper-gıda” adıyla satılan ürünler. Bunlar içinde en gözde olanı “zerdeçal”! Zerdeçal, anti-enflamatuar ve anti-oksidan etkileriyle göklere çıkarılıyor, başta kanser ve Alzheimer birçok hastalığa karşı kalkan olarak tanıtılıyor ama bunların doğruluğunu ispatlayan yeterli bir araştırma da yok. Mucize tüccarlarının oyununa gelmeyin.

Nutella üreticisi şirket, ürünlerinde farelerde kanserojen olduğu gösterilen palmiye yağını kullanmaya devam edeceğini açıkladı. Çikolata-fındık ezmesine kıvam ve lezzet veren palmiye yağı ürünün raf ömrünü uzatıyor ve maliyeti de çok düşük. Sadece Nutella değil, kimyasal katkı maddeleri ve işlenmiş besin ögeleri, şeker bulunan abur cuburların hiçbirinin yenmemesi gerekir.

İnsanların beyinleri endüstri tarafından öyle bir yıkanmış ki Nobel namzedi bilim adamımız Gökhan Hotamışlıgil bile peynirin “öcü” değil sağlığımızın dostu olduğunu yeni anlamış. “Kendimi suçlu hissetmeden peynirimi yiyorum” diyor. Afiyet olsun da bunun için Harvard’ da araştırmacı mı olmak lâzım, anlayamadım.

Akdeniz Diyetinin beyin sağlığını da koruduğu bildirildi. Kalp için ayrı, beyin için ayrı, dalak için ayrı, kulak için ayrı diyet olmaz, sağlıklı beslenme tek tiptir ve esası da “adam gibi beslenme’ dir. Beslenme bir bütündür, herhangi bir yiyeceğin de herhangi bir vitamin veya balık yağı hapı gibi besin desteklerinin de tek başlarına hiçbir hükmü yoktur.

Düzenli olarak sosis, salam gibi işlenmişe et yiyenlerde astım atakları riskinin 2 misli arttığı bildirildi ama bu sonuçlar bizim geleneksel sucuk ve pastırmamız için geçerli değil. Sağlıklı et, doymuş yağlar, baharat, sarımsak, çaman bulunan bu fermente yiyecekler adam gibi beslenmenin temel direkleridir; tek kusurları azıcık pahalı olmalarıdır.