Düzenli olarak sosis, salam gibi işlenmişe et yiyenlerde astım atakları riskinin 2 misli arttığı bildirildi ama bu sonuçlar bizim geleneksel sucuk ve pastırmamız için geçerli değil. Sağlıklı et, doymuş yağlar, baharat, sarımsak, çaman bulunan bu fermente yiyecekler adam gibi beslenmenin temel direkleridir; tek kusurları azıcık pahalı olmalarıdır.

Sebze ve meyvelerin dondurulması onların besin değerlerini bazen azaltır bazen artırır. Bu ürünlerdeki vitaminlerin zamanla parçalandığı ve azaldığı doğru olmakla beraber birçok besin ögesi sanıldığından daha dayanaklıdır. Taze ve dondurulmuş gıdalar arasındaki besin değerleri bakımından fark o kadar azdır ki bunların sağlığa bir olumsuzluğundan söz etmek doğru olmaz.

Doktorların yiyecek tavsiyeleri birbirinden tamamen farklıdır. Kimi sizi etobur, kimi otobur yapar. Kimi sakatatçı, kimi yumurtacı, kimi tahılcı kimi sebzecidir ve bu liste de uzayıp gider ama… “Bol sıvı alın” tavsiyesini yapmayan bir doktor olabileceğini sanmıyorum. İyi de ne kadar içelim, bunun bir ölçüsü yok mu, fazla su dokunmaz mı?

Dünya devi Nestle firması şekeri yeni bir yöntemle işleyerek çikolata ve şekerlemelerindeki tatlandırıcıyı yüzde 40 azaltabileceğini bildirdi. Şirketin açıklamasına göre bu şekilde şeker çok daha çabuk parçalandığı için daha az şeker kullanılabilecek ve yiyenleri çikolatanın tadında herhangi bir fark hissetmeyecek.

Beyaz şarap içenlerde melanoma türü deri kanseri riskinin %13 arttığı bildirildi. Şarapçılar hemen üzülmesin, araştırma illiyeti değil birlikteliği gösteriyor ve risk artışı da çok yüksek değil. Üstelik dünya beyaz şarap üzerine kurulmadı ya, bira, viski, cin, likör bir sürü başka içki var. Kefir bardağımı tüm beyaz şarap severlerin “sağlığı için” kaldırıyorum.