VİTAMİN D FAZLALIĞI BÖBREK HASARI YAPABİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Son senelerin en fazla köpürtülen vitaminlerinden biri de vitamin D’ dir.

Sağlıklı yaşamak ve hastalıklardan korunmak için elbette kanımızda yeteri kadar vitamin D bulunmalıdır.

Bunun için de doğru güneşlenmek ve adam gibi beslenmek kâfidir, günümüzde çok yaygın olduğu üzere vitamin D’ nin hap, damla veya iğne şeklinde alınması doğru değildir.

Vitamin D’ nin tedavi aralığı çok geniş olduğu için toksisitesi de nadirdir ama yağda eriyen bir vitamin olduğu için uzun süre yüksek dozlarda alındığında vücutta birikebilir.

 

Vitamin D toksisitesi nasıl oluşur?

Ağız yoluyla alınan vitamin D bağırsaklardan emilerek karaciğere taşınır, burada hidroksile olur ve mikrozomal CYP2R1 veya mitokondrial CYP27A1 tarafından 25-hidroksivitamin D3’ e aktive olur.

Oluşan bu 25-hidroksivitamin D3 vitamin D bağlayan proteine bağlanır ve böbreklere taşınır.

Böbreklerde de CYP27B1 tarafından hidrolize olur ve 1,25 dihidroksivitamin D3 oluşur.

1, 25 dihidroksivitamin D3 hedef hücrelere taşınır ve vitamin D reseptörlerine girerek gen ekspresyona sebep olur.

Vitamin D bağlayan proteinle taşınmasına rağmen 1,25 dihidroksivitamin D3’ ün bağlanma yatkınlığı 25 hidroksivitamin D3 ve metabolitlerine göre daha azdır.

En çok kabul edilen hipoteze göre vitamin D bağlayan proteinin aşırı doyması serbest aktif 1,25 dihidroksivitamin D seviyesini artırır ve bu da hiperkalsemiye yol açar.

CYP24A1 1,25 dehidroksivitamin D3’ ün kalsitroik aside inaktive olmasında önemli rol oynar; bu enzimdeki mutasyonlar vitamin D toksisitesine hassasiyeti artırabilir.

vitamin d toxicity ile ilgili görsel sonucu

Vitamin D toksisitesinin belirtileri

Bilinçli olarak veya farkında olmadan birkaç ay günde 10.000 Ü vitamin D kullananlarda toksisite oluşabilir ama malabsorbsiyon ve CYP24A1 mutasyonu gibi durumlarda toksisite dozları değişebilir.

Uyku hali, hipotoni, konfüzyon ve koma gibi merkezi sinir sistemi, bulantı kusma, kabızlık ve pankreatit gibi mide-bağırsak sistem ve hipertansiyon, aritmi gibi kardiyovasküler sistem, sık idrara çıkma, börek taşı ve böbrek yetersizliği gibi genito-ürüner sistem belirtileri görülebilir.

Böbrek yetersizliği akut veya kronik olarak gelişebilir.

Uzun süreli kalsiyum yüksekliği kalsiyum-fosfat dengesini etkileyerek parathormon baskılanması ve kemik döngüsünün bozulmasına yol açabilir.

Hastalar belirti göstermediğinde teşhis gecikebilir ve teşhis tesadüfen konabilir.

Hiperkalsemi tedavisinde kortizon, ketakonazol veya hidroksikloroquin gibi 1-alfa hidroksilaz aktivitesini azaltan ilaçlar kullanılır.

Gelelim neticeye

Bizde de modaya uygun olarak birçok insan rastgele vitamin D hapları veya iğneleri kullanıyor.

Hiçbir şikâyeti veya hastalığı olmayan insanlarda rutin olarak vitamin D seviyesi bakılması gereksizdir.

Vitamin D eksikliği tespit edilmesi bu kişinin hayat tarzında yanlışlar olduğunun işaretidir.

Bunlara vitamin D verilmesi yanlıştır, yapılması gereken hayat tarzlarındaki yanlışların düzeltilmesidir.

Kaynaklar:

http://www.cmaj.ca/content/191/14/E390

https://www.medscape.com/viewarticle/911444?src=soc_tw_190409_mscpedt_news_mdscp_vitamind&faf=1

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Kemal Yildiz dedi ki:

    Sayin Hocam,

    maalesef paylasitiginiz bilgi eski ve eksik. Vitamin D hakkinda uzman olan hekimler ister Amerikada olsun ister Almanyada ister Brezilyada hepsi hem fikir. Bu hekimler hastalarini Vitamin D ile tedavi etmekteler. Günde 10.000 Ünite Vitamin D3 alinmasinin emniyetli oldugunu ve yan etkisi bulunmadigini belirtiyorlar. Kandaki Kalziyum degeri bu degerden fazla alindiginda yükselebilir. Bunu önlemek icin Vitamin D3 takviye olarak alindiginda ek olarak Magnezyum ve Vitamin K2 yeterli miktarda alinmali. Ben 3 Yildir yüksek doz Vitamin D3 almaktayim. Su anki Vitamin D (25 OH D) degerim 130 ng/ml dir. Kalziyum degerlerim bu sürede hep 2,3 ile 2,4 mmol/l arasidir. Normal laboratuvar referanz degerler sunlardir: 2,02 ile 2,60 mmol/l arasidir. Vitamin D konusunda arastirma yapan hekimler, kendi hastalarinida Vitamin D ile tedavi etmekteler. Onlara göre 25 OH D Degeri 150 ng/ml yüksek ise ozaman toksikdirve Kalziyum degerini yükselebilir. 150ng/ml ye kadar hastalarainda yüksek Kalziyum raslamamislar. Ben kendim yil da iki defa Vitamin D (25 OH D), Kalziyum, Magnezyum, kreatinin, degerlerine baktiriyorum. Hersey normal seviyede. En ideal Vitamin D (25 OH D) orani kronik hastaligi olanlar icin 100 ng/ml civarindadir. Ben 100 ng/ml civarinda tutuyorum. MS Hastaligini brezilyada bir hekim yüksek doz Vitamin D ile hekim kontrolünde tedavi etmektedir. Yüksek doz Vitamin D kullanmak isityenler hekim kontrolünde kullansin. Brezilyadaki hekim Dr. Coimbra. Almanyadaki hekimler Dr. Raimund von Helden, Prof. Dr. Spitz. Amerikada Dr. Holick.

  2. Payam dedi ki:

    Merhaba Hocam,ben Frankfurt’tqn size yaziyorum.Yardimci olursaniz sevinirim.
    Oglum suanda 5 yasi da 8 aylikken bobreklerinde beyaz bir leke oldugi soylendi.Daha once D vitamini ilaci ve damlasi verildi.Ancak ne olduysa o dan sonra oldu.Oglumda suanda gozle gorulebilen rahatsiz edici bir durum ve sikayet yok.2 hafya once vocuk arastirma hastanesine yatirdik.iki gun idrar kontrolu yapildi.Ama kesin teshis konulamadi.Ne oldugunu anlayamiyorlar.Lutfen yardimci olun.

Siz de yorumunuzu paylaşın: