FDA onayı olan suni tatlandırıcıların (aspartam, sukraloz, sakarin, neotam, advantam ve asesulfam potasyum) bağırsak bakterilerine toksik tesirleri olduğu bildirildi. Suni tatlandırıcılar kalorileri olmadığı gerekçesiyle hem kilo almak istemeyenlere hem fazla kiloları ve diyabet gibi hastalıkları olanlara tavsiye ediliyor.

Kalp-damar hastalıklarının sebebi hayvansal yağlar değil bitkisel tohum yağlardır. Omega 6 linoleik asit oksidatif stresi, LDL’ nin oksidasyonunu, kronik düşük dereceli enflamasyonu ve aterosklerozu teşvik eder ve koroner kalp hastalıklarına sebep olan en önemli beslenme faktörüdür. Bitkisel yağ ve margarinlerin zerresi bile yenmemelidir.

Bu araştırma gebelerde şeker yükleme testi yapılmasının çok gereksiz olması yanında çok da riskli olduğunu haykıran Canan Karatay karşıtlarına kapak olsun! Ellerinde gebelerde şeker yüklemesinin fayda ve zararlarını gösteren hiçbir araştırmaları olmadığı halde Karatay’ ı suçlayanlar birazcık utanırlar mı bilmiyorum.

İşlenmiş gıda yiyenlerin bunları azalttıklarında sigara, alkol ve uyuşturucu bırakıldığında da ortaya çıkan huzursuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, yorgunluk ve “aşerme” gibi eksiklik belirtilerinin görüldüğü belirlendi. Şeker ve işlenmiş gıdaların neden sigara ve alkolden çok daha fazla zararlı olduğu bir kere daha anlaşılıyor.

Abur cubur gıdaların depresyon riskini artırdığı belgelendi. Fazla şekerli veya işlenmiş yiyeceklerin sadece bağırsaklarda değil tüm vücutta sistemik bir enflamasyona yol açarak etkili olabileceği düşünülüyor. Sağlıklı beslenme bir bütündür ve adı da “adam gibi beslenme” dir. Dalak için ayrı, kulak için ayrı, dudak için ayrı beslenme olmaz.