“Aşı şirketlerinin birincil amacının insan sağlığı değil daha çok kazanmak” olduğunu bilmeyenler de öğrenmiş oldular. “Feci bir ahlâki çöküşün eşiğindeyiz” diyen Dünya Sağlık Teşkilatı Başkanı Ghebreyesus’un bu sözleri şüphesiz ki sadece kendi teşkilatını değil aşı şirketlerini de kapsıyor olmalıdır.

Bilim dünyası aşılarla sağlanan bağışıklığın hastalık geçirmekle sağlanan bağışıklıktan daha güçlü olduğunu dile getiriyor. Amaç, aşıların etkinliklerinin çok yüksek olduğunu anlatmak ve insanları aşı olmaya teşvik etmek olabilir ama bu tür hakikatle uyuşmayan, abartılı açıklamaları bilime olan güveni sarsması bakımından doğru bulmuyorum.

Bir doz aşıyı AB’ye 54 euro’dan satmak isteyen BioNTech, ‘corona fırsatçısı’ olmakla suçlanıyor.Avrupa Birliği ve Almanya’da WikiLeaks belgelerinin sızması gibi “Aşı-Leaks” belgeleri dökülüyor. Pfizer/BioNTech, “corona fırsatçıları ve sağlık üzerinden milyarlar kazanmak isteyen tefeciler” diye suçlanıyor. Olay büyüdü ve uluslararası alana da taşınıyor.

37 derece sıcaklıkta kopyalanma hususiyeti olmadığı gösterilen, A50-18 türü virüslerden hazırlanan ve burun yoluyla uygulanan aşının vahşi virüse karşı yeterli miktarda nötralizan antikor oluşturduğu gösterildi. Bu tür aşılar nazari bakımdan en ideal aşıdır ama bunların insanlar üzerinde nasıl sonuç vereceği ancak klinik çalışmalarla gösterilebilir.

Dr. Fauci şimdi de aşılarla sağlanan bağışıklığın koronavirüs enfeksiyonu geçirilerek kazanılan bağışıklıktan daha etkili olduğunu iddia ediyor. Daha önce Dünya Sağlık Teşkilatı’ nın da benzer bir açıklaması vardı. Akıl ve mantık dışı, bilimle bağdaşmayan bu iddialar tıbba olan güveni ciddi şekilde sarsıyor. Benden söylemesi!